Blog

İç sesim mi? Egom mu? Ah bir anlasam….

 

Bu iki kavram birbirine çok karıştırılıyor gibi gözükse de aslında bariz olarak farklılar. Yazının sonunda çok NET anlayabileceksiniz.

Karıştırılan kısmı ise şu, genelde Ego’nuzdan hareket ediyorsunuz; ama egonuzu iç sesinizmiş gibi zannediyorsunuz. İlizyonlardan biri !!

Öncelikle Ego dediğimizi ben şôyle tanımlıyor ve örnekliyorum; kendisi eski datalarınız, kayıtlarınız.
Anne karnına duştüğünüz andan itibaren icinizde bir parçanızın KAYIT tuşuna basılıyor ve sizin şuan sanisede verdiğiniz tepkileri belirliyor.
Otomatik pilottaki tüm davranışlarımız buradan geliyor, bazen çok düşünüyor gibi olsanız da kararlarınızı buradan veriyorsunuz!

Gerekli mi? Evet. Egonuz olmasaydı benim kim olduğumi hatırlamayacaktıniz mesela.
Zararlı mı ? Kontrol altına almazsanız yaşamınız sürekli tekrara, monotonluğa kayabilir en önemlisi de SINIRLAR sizi. Çünkü geçmiş bilgilerle, bildiklerinizle YENİ VERSİYON yani bilmediklerinizi yaratamayacaksınız.

Bu aynen şunun gibi elimde kek tarifi var ve muhteşem yapıyorum, ama börek yapmak istiyorsam o tarifle ilerleyemem. Örnekte gayet net ama yaşamda bu konuda gözlemci değilseniz bu kadar net gelmiyor! O nedenle hepimizin belli dönemlerde bir yaşam koçuna ihtiyacı var diyorum.

Anne karnına düştüğünüz an demiştim ya, ben bu konuyu özellikle önemsiyorum. Parmak kaldırın o erkek beklenen kız çocukları ??!!  Parmak kaldırın istenmeden hamile kalınan ve doğan bebekler?

Mesela her çocuk doğum sırasında annenin çektiği ve yönetemediği acıdan dolayı annesine acı verdiğini hissederek doğar; Merhaba Suçluluk Duygusu. Bu kayıtlarınızda olduğu sürece siz özgürce seçimlere giderken arada duruyor; ya da dünyevi olaylar sizi durduruyor olabilir! Sebebi kayıt alan ve bildiğini, suçlu olduğunuzu hatırlatan parçanız. Suçlu olan kişi ne yapar? Hata yapmaktan korkar! Çünkü kayıtlarında bu vardır ve duygu olarak tetiklenip durur kontrol etmezse. Eleştiriye tahammülü olmayan insanların hikayesi buna çok benzerdir.

İşte ilizyon da burada oluşuyor tam çok istediği bir seyin yolundayken “İçimden bir his geldi, durmam gerek” diyorsunuz. İçinden geldiğiyle hemfikirim ama HİS olduğuna değil kayıt olduğuna, egodan olduğuna ve sınırlama payının büyük olduğuna..!

Geldi hangisi olduğunu nereden anlarsınız peki?! sorusunun cevabına. Biliyorum bir parçanız gerçekten acı çekiyor bu karmaşadan. Çünkü bazı kayıtlar acı veriyor ve bu kayıtları duymak da öyle..

Herhangi bir konuda adım atacaksınız max. ilk 9 saniye ne hissettiğinize bakın! Heyecan, mutluluk, umut varsa işte bu içsesinizin sesi; aynı şekilde tehlike, durma, huzursuzluk sinyalide verebilir bu da iç ses!
Yani iç ses hep Alice Harikalar Diyarından gelmez😉

Ortalama 9 saniye sonra kayıtlar düşmeye başlıyor! Ve bazen YAP diyen parçanız sırf suçluluk paternini size tekrarlatmak için sizi destekliyor! Ve bu alanlar en dram sonuçlara gebe! Bazen seanslarda ‘Ama iç sesim yap’ dedi diyor gümbür gümbür, alt frekanslarda ilerlediğinden haberi yok! İyi ki seansta bunu gördük diyorum ve bir kaç soruyla, bazen anne karnı- doğum çalışmaları, bazen icindeki coçukla işin kaynağına gitmek gerekiyor!

Çözüm her zaman var; çünkü o kaydedilenler sizin içinizde. O yüzden bana birşey sorunca “ Nereden biliyim” diyorum. Kimse bilemez, senin çocukken yan komşunla devamlı kıyaslandığın ve kendini berbat hissettirildiğin kaydını, “Ben asla iyi biri olamayacağım” kodunu kimse bilemez! .

Ancak iç sesin egonun karışmaya vakti olmadığı anda söyler sana uygun olanı. Bazen dur bazen koş der.

ÖZETLE; bu konuda çok farklı çalışmalar öğretiyorum ancak en pratiği ve burada yazılı olarak verebileceğim: Bir soru sorun kendinize ama devamlı sorup da egonuzun karıştığı olmasın; yeni olsun. İlk gelen his içten, zaman geçtikçe gelen egodan olacaktır. Bol bol pratiğini yapın sonra uzmanı olursunuz zaten =))

İki ses de çok değerli benim için. Ego’mu duyduğumda o eski kayıtlar beni sınırlıyorsa hikayemi değiştiriyorum, işime yarıyorsa tamam diyorum yani karar veren kayıtlar değil BENİM. İç sesim ise; beni Kozmiğe bağlayan en değerli yanım, onu çok iyi biliyorum.

Sevgilerimle
DEMET DERNEK
Budva/ Haziran