Blog

ÖZENTİ DEĞİL ; ÖZENLİ OLMAK ! Özenli bir Montenegro Çıkarması

Bir harf bütün enerjiyi değiştiriyor işte.

Özenti olmak ve özenli olmak kelimeleri arasında bir harf fark olsada, bilinç açısından aralarında dağlar kadar fark var. Çağın hastalıklarından biri haline gelmiş durumda ÖZENMEK!

Dünya bunun üzerine kuruluyor zaten. Manipülasyonların atası olarak ilan ediyorum bu kavramı ben. İnsanlık olarak bu yolla bir takım yönlere doğru sürülüyoruz resmen. Moda ve reklamlar, listedeki yerlerini şu an sosyal medya hesaplarına kaptırmış durumda .

Nasıl bu illetten kurtulabilirsiniz?

Bir takım şeyler istediğinizde, hedeflerinize, hayallerinize baktığınızda ara ara kendinizi yoklayın:

Gerçekte benim istediğim nedir ?

Bu istediğime ait mi bilincim, yani diyelim bu istediğimi deneyimledim hakikaten beni mutlu edecek mi?

Yoksa sırf kollektif bilinç, buna doğru yöneldiği için mi içimde kıpırtılar oluyor sanıyorum?

Bunu yapmazsanız duvara toslarsınız. İki sebebi var size ait olmayan bir illüzyon içinde olacağınızdan Kozmikte size ilizyona dayalı sunumlar yapacak.

Mutlu olur musunuz ? Gerçekte hayır ama öyle olduğunuzu %100 kabul edersiniz, çünkü illüzyon demek bu demek zaten. Bir sürü yeni karmalara davetiye çıkardınız, hayırlısı olsun=)

İkinci olarak da özenmeniz sonucu yaptıklarınız gün gelecek sizi rahatsız edecek ve kendi benliğinizden ne kadar uzaklaştığınızı göreceksiniz. Bu ilkine göre çok daha iyi bir durum bence, yadırgarsanız değişirsiniz ancak =)

Pekiii ÖZENLİ olmak bu konunun neresinde!

Tam göbeğinde.

Yaşama ne verirseniz onu alırsınız.

Yukarısı neyse aşağısı odur.

Ne ekerseniz onu biçersiniz.

İçinizde ne varsa dışınızda o olur !

Eğer kendi ruhunuzu dinler, kalbinizi takip edebilirseniz kendinizi yaşamınıza adamış olursunuz. Adamak başlı başına özenli olmaktır.

Bazılarınızla çalışırken bana hayallerinden bahsedenler oluyor ki BAYILIRIM. İş kuracak olanlardan özenli olmaya bir örnek vereyim: Bir bana böyle dediğinde, HARİKA GÖNÜLDEN KUTLARIM diyorum! Kendi işinin sahibi olma frekansı iş dünyasının yükseklerinden. Tamam diyorum haftaya fizibiliten üzerinde çalışalım. Yatırım, birikim, risk değerlendirmeni yapalım.

-AAAA benim bu konularda kafam basmaz pek, ben Evrene beyan aşamasındayım daha ehehehehehe!!

İnanın ben gülmüyorum bu durumda! Benimle çalışanlar bilir zaten, keyif ve çocuk bilincini ayrıma konusunda hassasım.

-Peki diyorum, niye meşgul ediyorsun o zaman hem kendini , hem beni,  hem Evreni. Daha kağıt üzerinde kafanın basmadığı şeye gerçekten adım atmayı nasıl planlarsın??

-Ama istiyorum, enerjim yüksek, arzum var, ben değerliyim bunu biliyorummmm…. bla bla… İşte bir illüzyon örneği bilmem tanıdık geldi mi!

YARATIMIN SENARİSTİ ÖZENMEK! Siz filmi izlersiniz ama en görünmeyen, iş bitiren taraf geri plandadır, zaten kendini göstermesine gerek yok, her şeyi o kurmuştur.

Gelelim hem başka bir örneğe, hem bizim Monetengro adımımıza. 

2 yıl önce bu zamanlar, maaile doğumgünüm için gelmiştik.

7 Haziran doğum günüm not alın hemen =)))

BAYILDIM! Yeşiline, denizine, o dağların dimdik duruşuna, bana yoganın temel duruşlardan tadasanayı hatırlatıp durmasına, İzmir’e benzerliğine, lezzetlerimizin havamızın çok yakın oluşuna, yaya geçidinde büyük bir saygıyla yayaya öncelik verilmesine, halkının rahatlığına, sakinliğine, insanlığına..

Ben Selanik göçmeni İzmir’ li bir ailenin Karşıyaka‘ lı kızıyım. Göztepeli bir adama aşık olup orta yolu bulup Alsancak’ta oturan biriyim. Halimiz vaktimiz yerinde çok şükür. Kaçma gibi bir derdim yok. Avrupaya, Amerikaya kendi mutsuzluklarımdan özenti içinde değilim, yine çok şükür =))

Amaaaa buradaki enerji beni aldı götürdü.

Murat ben burada ömrümün bir bölümünde yaşamak istiyorum dedim ve Evrene bir tohum ektim 🙂

Sadece bu ülke için bir yazı yazarım belki ama çok majör bişey daha burası medeniyet olarak Avrupa olsa da bazı konularda bizden geriler. Belki de onları yogadan çıkmış gibi yaşatan bu sistemleri bilemiyorum. Gerçi internet alt yapısı bizden iyi, benim işim için en önemlisi bu =)

Dönelim konumuza=) İlk olarak halam keşfedip ev aldıktan sonra, eski bankacı olarak, aile şirketimizin finans ve yatırımcısı olmak bana düştüğünden ailece bizde bir ev alalım diyerek bir tohum ektik o yazın devamında.

Geldik gittik Murat’la. Yazını kışını gördük.

Eşimin turizmci olması, marka ve konsept danışmanlığı yapması vizyonumuzu hep geniş tuttu. En son Club Marvy’de genel müdürlük işini bıraktıktan sonra, benim yurt dışında uzun süre kalma arzum iyice kendini gösterdi. Doğa Ana beni çağırıyor diye evde gezinen bir kadın düşünün.

İkimizde, Amerika’dan Uzak Doğu’ya, İngiltere’den Avrupa ülkelerine, Balkanlar’dan Birleşik Arap Emirlikleri’ne kadar birçok yer görmüş ve incelemişiz zaten.

Huzur, sakinlik ve YENİLİK için bir değişim istiyordu ruhum.

An geldi çattı ve planımızı yaptık; hazırlanıp Montenegro ‘daki Budva şehrindeki evimize geldik. Tarhanamız, cici bebemiz valizimde, bir ton Türk alışkanlığım zihnimde tabii =)))

Türk ve lokal tanıdıklarımız olmuştu gelen kadar zaten. Yabancılık çekecek noktaları aza indirmek konusunda çalıştık yani. Özenle iki yıl üzerinde çalıştığımız bahçemizde meyveler oldu, çiçekler açtı.

Denizde kum bende hayal bitmez ama ayaklarım sağlam basar yere benim.

Bankacılık ömrümde kimlerin ne hatalarla kendilerini bitirdiğini iyi gözlemledim. E turizim dehası Murat her an yanımda. Bir yerden kaçmadık, son şansımız değil, yaşanmıyor artık Türkiye’de ne olursa yapalım telaşımız yok! Böyle olmasına lafım yok burada, sadece bizim yolumuz bu değildi.

Özenle geldik buraya, özenle verebileceğimiz değerlerimiz üzerine çalışıyoruz. Bakalım zaman içinde burası bize hizmet ederse ne ala, etmezse Evren bizim, enerji bizim, özenerek yaşar yine GERÇEK MUTLULUĞU deneyimleriz.

Zaman ve mekanların ötesinde kendi kalbinizin gerçek ülkeniz olduğunu unutmayın,

Montenegro’dan kocaman sarıldım,

Demet, 26/05/19.

 

Comments are closed.